Sinop Şiirleri Oku, Sinop Türküleri Oku

Sinop Türküsü

Hiç kesilmez şu Sinop’un rüzgârı
Hem baharda eser, hem de yazları
Doldurur gözlere, kumu tozları
Sinop seni yeller alsın götürsün

Sinop kalesinden deniz görünür
Yağmur yağar, her yer sise bürünür
Bahar gelir, yeşillere sarınır
Sinop seni eller alsın götürsün

Sinop’un yolları hep çakır çukur
Arabalar gider takır da tukur
Sinop’un elinden çektiğim nedir
Sinop seni yollar alsın götürsün

Engine de deli gönül engine
Ben vuruldum şu denizin rengine
Gurbet bir dert oldu Remzi Zengin’e
Sinop seni seller alsın götürsün. 











SİNOP GÜZELLEMESİ

Boztepe burnunda Kalekent şehri, 
Tarihlerden gelen anıdır Sinop. 
Limanı, balığı, masmavi nehri; 
Görmeyene özde tanıdır Sinop. 

Bitmiyor rüzgârı, yagmuru, yaşı; 
Yolların engebe, hep çakıl taşı. 
Damakta hoş tattır her türlü aşı, 
Yemek-içmek olsa konudur Sinop. 

Akliman’da piknik yerleri olsun, 
Karakum, Akgöl’e gelen yer bulsun. 
Sofralar kestane, mısırla dolsun 
Hasret çekenlerin canıdır Sinop. 

Mısır çorbasıdır sofralarda şah, 
İçli tava yiyen çeker “Maşallah.” 
Nokul’u nazardan korusun Allah, 
Turizm cennetinin hanıdır Sinop. 

Boyabat’ı sular şanlı Gökırmak, 
Durağan’da coşar can Kızılırmak; 
Sinop Kalesi'nden manzaraya bak, 
Tarihte ülkemin kanıdır Sinop. 

Keten, çember dokur, nakış atılır; 
Zıpka, göynek, pıta, alıp satılır. 
Deniz şenliğine Gerze katılır, 
Yağlı güreşlerin şanıdır Sinop. 

Erfelek’te görüp Kuz Tepesi’ni, 
Dikmen’de tadarsın her meyvesini. 
Dinlersin her türlü kuşun sesini, 
Çiçeklerde rengin tonudur Sinop. 

Saraydüzü’nde ev gezenler bilir, 
Türkeli’nde duvak çözenler bilir; 
Mehir töresini yazanlar bilir; 
Dağ ile denizin önüdür Sinop. 

Ayancık’ta Keten Festivali var, 
Yöre halkı dosttur onu sıkı sar. 
Erikli köyünde hiç görülmez kar, 
Akliman, Hamsaroz ünüdür Sinop 

Efsane‘yi Sinop sevdası almış, 
Kavuşuruz diye, hayale dalmış. 
Uçan martılarla bir selam salmış, 
Yüreğinde sönmez anıdır Sinop... 

Sinop Sokakları

yine aynı bu Sinop sokakları
defalarca yürüdüğüm şu kaldırım,şu taşlar
bir cılız ışık,nihayet tüten bir baca
iç içe girmiş,boş soğuk duvarlar

Yine aynı şu Sinop sokakları
aceleci,boş,telaşlı adımlar
bir vapur düdüğü yanlız bir insan
hüznü sevgiyle karıştırmış dünyalar

Yine aynı şu Sinop sokakları
boy boy dal veren incir ağaçları
tepede mechul sevgiliye seslenen şu fener
camlardan süzülen begonyaların sarkaçları

Yine aynı şu Sinop sokakları
boylu boyunca uzanmış ak liman,tepede bir çay bahçesi
sahile bir fırtınayla kopup gelen dalgalar
çilesi bitmeyen,duvarları gülmeyen kodesi

Yine aynı şu Sinop sokakları
Yanlızların ıstırap dolu gecesi
yağmuru,boranı fırtınası
sevgiyle merhametin karışmış garip bir bilmecesi











   

Sinop Sinop Diye Çarpar Yüreğim Sığırcık sürüleri gezinir göğünde Yeşil başlı ördekler iner göllere Gözlerini yumsan, dinlesen Her bülbül sesi çizer güzellikleri Dört yanına karadeniz vurur Kayaları yalar durur dalgalar Uzaklardaki memleketimi özlerim Sinop Sinop diye çarpar yüreğim. Asırlık ulu ağaçlar gibi Gök yüzüne kaldırır başını dağlar Her ıslık sesinde tüter dumanı Özlem kokulu hicazkar şarkılar Kimler geldi, kimler geçti otağından Her kuytusuna hasreti dokudular Şiirlerle ördüler zamanı Türkülere sardılar sevdaları Ak köpüklerle sulanan çakıllar Acıyı bal eylediler binbir ümitle Bir yanım Sabahattin Ali’yi dinler Bir yanım Sandıçı Şükrü’yü Fener alıp sokakları dolaşmaya gerek yok Her adımda Diyojen gizlidir kaldırımlarda Yeşilden maviye dönen Turkuvaz tablolara benzer memleketim Bir kartal gibi dağlarını özler Sinop Sinop diye çarpar yüreğim.

                                                                                          

Sinop cezaevi Burası Sinop cezaevi Geçmişinde acıları barındıran Sevdaları dillendiren avlularda olta atıyorum Sebahattin Ali’nın ayak izlerinde gözlerim Kulaklarımda dizeleri …………………………Başın öne eğilmesin …………………………Aldırma gönül aldırma ………………………....Ağladığın duyulmasın ……………………..…..Aldırma gönül, aldırma Karşımda dev gibi duvarlar Paslanmış demir kapılar Ve feryatlar geliyor kulaklarıma Karanlık zindanlardan …………………..……Dışarda deli dalgalar ………………………..Gelip duvarları yalar ………………………..Seni bu sesler oyalar ………………………..Aldırma gönül, aldırma Burası Sinop cezaevi Gözlerimde prangalara vurulmuş aydınlar Düşüncelerim de zincirlenmiş Hapsedilememiş fikirler ………………………..Görmesen bile denizi ……………………..…Yukarıya çevir gözü ………………………..Deniz dibidir gökyüzü ………………………..Aldırma gönül, aldırma Havada deniz kokusu Martıların çığlıkları özgürlüklere Ve de insan ağırlığında Demir boyunluklar sergilenen İbret için insanlığa ………………………..Dertlerin kalkınca şaha ………………………..Bir sitem yolla Allah'a ………………………..Görecek günler var daha ………………………..Aldırma gönül, aldırma Duvarlar arasında kalmış yürekler Tanrıdan her sabah merhamet bekler Sayarlar güneşin her doğuşunu Akşamda bitiyor bütün emekler ……………………..…Kurşun ata ata biter ………………………..Yollar gide gide biter ………………………..Ceza yata yata biter ………………………..Aldırma gönül, aldırma Burası Sinop cezaevi İnsanlığın yüz karası Prangada fikirlerin Tüm dünyaya haykırması Özgürlüğün özgürlüğe Duvarlarda yansıması

Sinop Sahilinde

Bir akşam üstü Sinop sahilin de
Çay bahçesinde oturmuş etrafı seyrediyorum
Bulutlar gökyüzünü kaplamış
Hava kararmakta bakıyorum
İskelenin ışıkları yanmakta sisli, sisli
Her taraf cıvıl, cıvıl
Âşıklar caddesi işte bir misli
Bir taraftan org çalıyor ahes li
İnsanlar sahilde doyasıya dolaşıyor hevesli
Çocuklar eğleniyor sahil parkın da
Yaşlı bir amca yakmış sigarasını karşım da
Bir taraftan da çayını yudumlamak ta
Sağa sola bakıyor
Kim bilir neler geçirmekte içinden amcada
Balıkçılar kenarda taze balık diye bağırır dururken
Bir taraf tan mısırcı seslenmek de
Taze mısırlarım var sıcak, sıcak kokusu vurur
İnsanlar memnun görünür hayatından her zaman
Bu güzelim yerlerde sevenler sevgilileriyle kol kola
Ben ise tek başıma
Böyle olmasını istedim kendim de düşüncelerim karmaşık
Ve de cevapsız arıyorum doğru yolu kendi başıma
Seviyorum her güzel olayı anlamı var ise
İşte yine bir günde böyle geçiyor Sinop sahilinde
Ben bensiz ve de sensiz
Sinop kalesi sessiz mi SESSİZ